28 Haziran 2013 Cuma

Zorluklar


İlk geceyi atlattıktan sonra sabah (Salı) yürüyerek NTU kampüsüne gittim. Hem okulu bulmam uzun surdu hem de kampüsün içinde SIMTech binasını bulmam. Bu uzun süreçte havadaki yogun nemden dolayi da vucudum nasibini aldi. Binayı bulduktan sonra insan kaynaklarinda onceden beri maillestigim kisiyi buldum ve TEP (Training Employement Pass) karti cikarttirmam icin gereken kagit islerini yaptik, karti alacagim baanliktan randevu aldik vs. Süpervizörlüğümü yapacak olan Dr. Allan Zhang ile tanıştım.  (Ben “daktır zeng” diyordum ama meğer adamcağızın soyadı “çeng” diye okunuyormuş, neyse ki iki üç hitaptan sonra farkedip düzelttim.) O bana binayı gezdirdi, yapacağımız işten falan bahsetti bir de otomattan kola ısmarladı, sabahtan beri su bile içememiş ve terden bitik bünyeme bu kola ilaç gibi geldi vallahi, sağolasın daktır çeng.



TEP kartını çıkarttırmadan staja başlayamayacağım için ve kalacak yer bulma işlerimi de bir an önce halletmem beni için gönderdiler. Eve dönmemden hemen sonra sağanak yağmur başladı ve bir saat içinde hiç görmediğim bir hıza ulaştı. Bir önceki geceden beri beni rahatsız eden yoğun nemin nedeni de buymuş demek ki. Akşama doğru da Didar’la ilk kez buluşmak üzere Jurong Point alışveriş merkezine doğru yola koyuldum. Didar, annemin “dıdısının dıdısı da Singapur’a staja gidiyormuş, telefonunu aldım tanışın” demesiyle tanıştığım, Koç Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden yepyeni mezun olmuş bir kız. Şansıma bakın ki o da NTU’da staj yapıyor. Singapur’a benden bir hafta önce geldiği için daha deneyimliydi ve Jurong Point’te buluşmamızı ve oradan market alışverişi yapabilmemi o sağlamış oldu. İlk günün şaşkınlığını atlatamamış bana, aynı endişeleri taşıyan, aynı dili konuşabildiğim biriyle geçirdiğim bu akşam iyi geldi.

O akşam yakınlardaki kiralık bir odanın olduğu eve de birlikte gittik. Ve o zaman önüme çıkan bir engelle karşılaştım: Evinizdeki odayı kiraya vermek için devletten izin almanız çeşitli belgeler sunmanız vs gerekiyormuş. Ve yeni çıkan bir kural odayı en az 6 aylığına kiraya verebileceğinizi söylüyor. İlk gezdiğim evi de odayı da evin konumunu da çok beğenmiştim ancak ev sahibi kuralı ihlal ederse yüklü para cezası ödemek zorunda kalacağını söyleyerek beni gönderdi. İnternetten bulduğum diğer ev sahiplerine de “3 aylığına kiralamak istiyorum” dediğimde aynı sorunla karşılaştım. Bir kaç öğrenci hostelini de aradım ama onlar da tüm yatakların dolu olduğunu söyledi. “Aha sokakta kaldık vallahi” diye düşünürken imdadıma yine David yetişti. Singapur’a ilk geldiği zaman kaldığı evin sahibine benim oda aradığımı haber verdi. Ertesi gün (Çarşamba) Maria (ev sahibi) beni aradı, odayı görmeye geldim, üstün Türk pazarlık yapma genlerimi de kullanarak indirim yaptırdım (Maria “İndirim yaptığımı kimseye söyleme David’i çok sevdiğim için sana indirim yapıyorum.” dedi, siz de kimseye söylemeyin) ve anahtarlarımı aldım. Küçük ama temiz ve okula çoook yakın bir ev. Zaten biraz otel gibi, benden başka bir kiracı daha var, aile de (sanırım) dört kişi. Herkes odasında takılıyor, 10 yaşlarındaki Maria’nın oğlu sürekli salonda TV izliyor o kadar :). Bu engeli böylece atlatmış olduk. Dün (Perşembe) akşam da eşyalarımı yeni odama getirdim ve yerleştim. Tek bir problem var, yatak bazası tekerlekliymiş, gece oraya buraya dönerken hareket ediyor, sabah kendimi odanın ortasında buldum, neyse ki oda küçük de çok uzaklaşmamışım :D.



Önüme çıkan diğer engel de para konusunda oldu. TL direk olarak Singapur Doları ’na çevrilemiyor. O yüzden gelmeden aldığım Amerikan Doları ve Euro ’ları çevirdim. Ancak staja haziran sonunda başladığım için bursumun ilk maaşını temmuz sonunda yatıracaklar. Maria da taşınmadan önce depozito isteyince, nakit param bir ay idare edemeyecek miktara düştü. SIMTech ‘in para yatırabilmesi için Çarşamba günü Singapur POSB bankasında bir hesap açtırdım. Akbank’ta olan TL leri bir şekilde bu hesaba EFT yaparım sanıyordum. Olmuyormuş. ATM’den Akbank kartımla para çekersem çok ekstra ücret öder miyim diye internetten araştırmaya çalıştım kesin bilgiye ulaşamadım. Yani Çarşamba akşamı hem ailem hem de ben, “Ece elin Singapurunda parasız kaldı” diye endişelenip bir sürü beyin fırtınası yaptık. Perşembe günü riski göze alıp bütün paramı çektim. Ve neyse ki Akbank ekstra olarak sadece sabit 7 TL alıyormuş yurtdışı para çekimlerinde. Engel gibi gözüken bu sorunu da çözünce açıkçası oldukça rahatladım.

Çarşamba günü TEP kartı işini hallettikten sonra dün sabah stajımın resmi ilk günü olarak NTU kampüsüne gittim, günün büyük bölümü kalan evrak işlerini halletmekle geçti. Akşama doğru Allan ’la ancak görüşebildim ve yardımcı olacağım projeden konuştuk, yapmamı istediği ilk görevi verdi. Şimdi önümde olan tek zorluk üç ay boyunca başarılı bir staj dönemi geçirip buradan gururla ayrılmak. Allan ‘ın verdiği görevleri yapmaya çalışmaya başladım bile, ilk iki günde pek ilerleme kaydedemediğim için biraz endişeliyim. Ama hızlı öğrenen biri olduğumu biliyorum, umarım bu özelliğim burada kendini saklamaz da bir an önce ilerlemeye başlarım.


Not: "Düzen" başlıklı, Singapur 'la ilgili gözlemlediklerimi içeren bir yazı da yazmayı düşünüyordum ancak saat çok geç oldu, daha sonraya kaldı :)


25 Haziran 2013 Salı

İlk Gün


Uçaktan inene kadar durumun pek farkında olmadığımı itiraf etmeliyim. Son haftaların yoğunluğu, müzikal gösterisi için provalar, sahne heyecanı, başarılı bir Roxie olabilmenin mutluluğu falan derken kendimi Singapur Changi Havaalanı’nda buldum. Uçaktan iner inmez annemi aradığımda ve sonrasında biraz ağladığım, ama zaten benden bir noktada göz yaşı dökmem bekleniyordu o yüzden sorun değil. :) Bu 10.5 saatlik uçak yolculuğunu bitirmenin rahatlaması, 3 ay boyunca evimden uzakta olacağımı fark etmenin üzüntüsü ve yepyeni  bir yerde olmanın heyecanının karışımı bir şaşkınlık ağlamasıydı bence.

Uçuş da zorluydu, belki türbülans sallanmaları çok yoğun değildi ama benim midem bunu pek kaldırmadı, ilk 2-3 saati önce manzara (İstanbul’un gece yukarından görüntüsü bir harika, sarı-beyaz ışıklar, siyah saten kumaşın üzerine işlenmiş boncuklar gibi görünüyor.) sonra Big filmini seyrederek ve yemek yiyerek mutlu bir şekilde atlattım. Ama sonra uyuklama, klimadan rahatsız olma, istifra etmemeye çalışma, koltukta rahat etme çabaları falan derken saatler hiç geçmeyecekmiş gibi geldi.

İndikten sonra havaalanında bir süre vakit geçirdim, para değiştirme, hat alma, bavul bekleme, yol buma vs. (Changi Havaalanı için çok güzel diyorlar, ben sanırım şaşkınlıktan pek bir şey göremedim, birdahakine daha iyi inceleyeceğim.) Ve uzuuuuuuun bir metro yolculuğu (28 durak gittim, yaklaşık yarım saat sürdü) ve kısa bir otobüs yolculuğundan sonra bir kaç gün evinde kalmama izin veren David’in evine ulaştım. İki dakikalık yürüme mesafesinde olan yemek yeme alanına gittik. Yolda da gördüğüm kadarıyla burada sokaklarda, AVMlerdeki yemek katlarına benzeyen, bir sürü yemekçinin ve ortak masaların olduğu bu tip alanlar var. Genellikle Çin, Hint yemekleri satılıyor sanırım. Henüz fotoğrafını çekmedim. İlk günden kendimi riske atmamak için ve çok aç olduğumdan değişik bir şey yemek istemedim ve bir Çin restoranından tavuk-pilav aldım. Gerçi annemin tavuklu pilavını bekliyordum heralde, bu bile değişik geldi tabi ki. Ama bitiremeyeceğim kadar büyük bir porsiyon olan bu yemeğin sadece 3 S$ olması sevindirici. (1Singapur Doları yaklaşık 1.5 TL ediyor.)



Hava hiç tahmin etmediğim kadar boğucu, sıcaklıktan çok nem insanı rahatsız ediyor. Zaten çok ve sık terleyen bir insanım, burada sürekli vücudum nemli gezeceğim galiba. Gece de pek uyuyamadım, bu yazıyı da yazmaya sabah 5'te başladım zaten. Odadaki pervaneyi kapadığım anda içerisi bir sauna kadar boğucu oluyor, açıkken de sesinden dolayı uyuyamıyorum. Uçakta verdikleri kulaklıkları takarak yaklaşık 4 saat uyumuşum. Bu koşullarda uyumaya biran önce alışmam gerek. Kısa zamanda bir çözüm yolu bulacağıma inanıyorum. Neyse ki Türkiye’deki gibi sivrisinek sorunu yok, cam açık şekilde rahatlıkla duruluyor.

Hava aydınlandı, bugün (25 Haziran Salı) staj yapacağım yere gideceğim. NTU’nun kampüsündeki SIMTech binası. Detayları henüz bilmiyorum. Kaldığım ev kampüse yürüme mesafesi. En yakın zamanda da kendime 3 ay kalacak bir yer bulmam gerekli. Bu taraflarda, kampüse yakın bir yer bulmayı istiyorum çünkü kampüs şehirden yarım saat kadar uzaklıkta. Neyse ki Sabancı Üniversitesi kampüsünden dolayı bu konuda bir adaptasyon problemi çekmeyeceğim :)

Şöyle bitireyim:

Yemek yerken David Singapur için ilk izlenimimi sordu, yanımızda Çinli ev arkadaşı olduğu için, belki yanlış anlaşırım diye gerçeği söylemedim. Ama ilk izlenimim şu: “Asya'dayım! Ve gördüğüm her şey bana Asya’da olduğumu hissettiriyor. Metrodaki insanların çoğunun Samsung cep telefonu kullanması bile :p”