11 Temmuz 2013 Perşembe

Duzen


Burada her sey cok garip bicimde COK duzenli. Otobusler hep saatinde geliyor, insanlar hep muntazam siralara giriyor vs.. Simdi cok yaratici bir yazma yapamayacagimi hissettigim icin en iyisi 3 haftadir (o kadar olmus mu yahu) gozlemlediklerimi notlar halinde yazivereyim diyorum.

Her yerde isaretler/uyarilar/oklar var. ama HER YERDE! Otobus duraklarinda, kantinlerde, restoranlarin onunde, kasalarin onunde, bankamatik onunde vs “Buradan siraya giriniz” diye uyarilar, yerlerde oklar, siraya sokan cizgiler… Metro’da her istasyona yaklastiginizda yanmaya baslayan hangi taraftaki kapinin acilacagini gosteren isiklar bile var. Insanlarin cogu duzenli oldugu icin, olmayanlar toplum huzurunu bozmasin diye mi bu kadar cok isaret/uyari var; yoksa insanlari duzene sokan bu mu bilemedim. 

Ilk haftamda, metrolardaki (bu arada metro deyip duruyorum ama buradaki adi MRT) 10 dakikada bir 4 dilde tekrarlanan “Supheli birini ya da bir esyayi farkederseniz hemen istasyon gorevlilerine haber verin.” uyarisi bana oldukca garip geliyordu. Cunku bakiyorsunuz, icerisi biner binmez eline telefonunu alip dizi izlemeye baslayan, Facebook’ta gezinen, oyun oynayan ya da bir seyler okuyan, pek sicak kanli gorunmeyen  insanlarla dolu. “Burada supheli birini nasil ayirt ederim ki acaba?” diye dusunuyordum. Simdi bu uyarilara da alistim MRT ve otobuslere de. Hatta artik inerken de kartimi okutmayi unutmuyorum bile.

Evet bana degisik gelen bir uygulama da bu. Toplu tasimada ‘gittigin kadar ode’ durumu. Adaletli bir uygulama gibi gozukuyor aslinda ama benim aklima da sunu getiriyor: Zaten ev/kira fiyatlarinin cok yuksek oldugu bu ulkede (yani isim suraya yakin evimi degistireyim luksunun cok oldugunu sanmiyorum), isi ve evi ulkenin iki ucunda olan birisi, her gun onca yolu gidip gelmesi yetmiyormus gibi bir de digerlerine oranla daha yuklu bir ucret odeyecek. Anladigim kadariyla taban fiyat 73 cent, daha sonra fiyat 2-3 dolara kadar cikiyor. Iki kere otobusten inerken kartimi basmayi unuttum, galiba bir sonraki binisinde 2 dolar ceza dusuyormus karttan.  

Ilk hafta TEP karti cikarttirmak icin MOM’un (Ministry of Manpower – Isgucu bakanligi gibi birsey yani, bana pek bir komik geliyor bu isim.) calisma izniyle ilgili ofisine gittim. Simdi sadece tek devlet dairesi gordugum icin, “Burada devlet daireleri de pek duzenli” diye genelleme yapamayacagim. Neyse ben gordugumu anlatayim:

Benim randevum 10.30’daydi, bu randevuyu da internet sitesinden kisisel bilgilerinizi girerek aliyorsunuz, oldukca havali bir sey. Bulamam edemem ne olur ne olmaz diye 9.30’da vardim binaya. Etrafta biraz gezindim, 10.00 gibi “Artik gideyim de orada bekleyeyim.” dedim. Gerekli kata ciktim, (tabi yine her yerde oklar falan, kaybolmak pek kolay degil zaten) ofis girisinde uniformali ablalar karsiladi, daha “TEP icin ben seyetmistim” diyemeden “Fotografiniz var mi?” dedi. Meger belli olculere uygun bir vesikalik fotograf da gerekiyormus. Hemen beni yandaki fotografciya yonlendirdi. Gittim, sip sak numara verildi bana, hemen de siram geldi. Bilgisayar basinda outran bir teyze sip sak cekiyor fotografi, sip sak basiyorlar, sip sak 6 dolari aliyorlar yolluyorlar. 5 dk icinde fotograf isi bitti. Kapiya tekrar gittim, uniformali abla belgelerime bakti eksik var mi diye, sonra randevu aldigim internet sitesinden ciktisini aldigim barkodu okuttum bir makineye, hop hemen adim icerideki buyuk ekranda siraya girdi. Iceride guzel guzel rahat koltuklar masalar var bekleyenler icin. Memurlar da odanin ortasindaki adada konuslanmis, masalarinin basinda islemleri yapiyorlar. Siram cabuk geldi, memur teyze isleri halletti, parmak izimi aldi, ismimi pasaport numarami bana 3 kez control ettirerek bilgisayara girdi vs. is bitti. Binadan ciktigimda saat 10.25’ti. Benim randevum 10.30’da degil miydi yahu? :)

Burada 3 hafta icinde benim hayatim da oldukca duzene girdi. Kafam cok rahat! :) Bir kere kaldigim evden cok memnunum, NTU kampusune COK yakin olmasinin disinda, cok temiz ve evdeki kizlar hep guler yuzlu. (ev sahibinin kizi ve ev islerini yapan 16-17  yaslarinda bir kiz) Diger kiracilari ve ev sahiplerinin kendilerini pek gormuyorum cunku gec saate kadar calisiyor herkesler. Sabah kalkiyorum, kahvaltimi edip hazirlaniyorum, 5 dakikada okula yuruyorum zaten. Sonra ogle yemegine kadar calisma - bazen arada sosyal medya molasi verme – ofisteki diger stajyerlerle ogle yemegi yeme, sonra tekrar calisma falan darken saat 5.30 civari herkes ayaklaniyor evine dogru. Eger yagmur yoksa ve bir yere gitmeyeceksem kampus icindeki havuze gidip yaklasik bir saat yuzuyorum. Bazen Yakindaki alisveris merkezine gidip dolaniyorum, bazi aksamlar diger enstutulerde calisan Sinagpur’a staja gelmis grupla bulusup aksam yemegi yiyoruz. Gece yatmadan once kitap okuyorum, muzik dinliyorum, keyif yapiyorum. Hafta sonlari simdiye kadar hep bu uluslararasi stajyerler grubuyla (bu da resmi bir dernek ismi gibi falan oldu da oyle bir durum degil yahu) bir etkinlik oldu, onumuzdeki aylarda da hep olacak gibi geliyor, gezmece eglenmece iste.. Hayat bana guzel vallahi! :) Bir de agiz tadiyla yemek yiyebilecegim bir sehirde olsaydim o zaman tam olurdu herhalde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder