En son yazima goz attim, 3 hafta icin 'o kadar oldu mu yahu' demisim. Goz acip kapayincaya kadar 3 ay bile bitti neredeyse. 1 Ekim'de donuyorum, yani onumde 18-19 gun kalmis. Bunun 3 gunu Bangkok'ta 3 gunu de Hong Kong'da gececek, yani sadece 2 "Singapur" haftam kaldi. Onumde stajla ilgili isler yigili (klasik isini son gune birakan Ece), kafamda avul toplama, son alisverisleri yapma, listemde hala gidilmesi gereken yerler.. Buyuk ihtimalle hayatimda bir daha hic gelmeyecegim (burada egitim mi. burada calismak mi, yooo) Singapur'a ait son seyler..
Benim icin oldukca verimli bir deneyimdi bu yazi Singapur'da gecirmek. Bir kere ilk defa yalniz yasadim, tek basima geldim, yeni arkadaslar edindim. Cok yer gordum; Malezya, Endonezya, Kambocya (Tayland ve Hong Kong da geliyor) hakkinda bir fikrim olmus oldu. Bir Avrupa'dir tutturmusum, hep oralara bakiyormusum, 3 ay once Malezya'nin baskentini sor bilmezdim, simdi Guney Asya hakkinda bir cok guzel anim ve bilgim var. Ve yasadiklarim, gorduklerim o kadar ilgimi cekti ki, daha da ogrenmek istiyorum bu uzaaaak diyarlar hakkinda. Tabi gonul isterdi ki daha daha cok yerler gorebileyim. Bu gezmeler bana seyahat etmeyi de ogretti, yeni bir yerde neler ilgimi ceker, gitmeden once nelere dikkat etmek gerekir vs. Ve artik gezip gormek gozumu korkutmuyor, aksine daha hevesliyim, her yeri her yeri goreyim, parami sirf buna biriktireyim istiyorum simdi.
Kambocya, Endonezya gibi, ozellikle Singapur'la karsilastirinca yeni gelismekte olan ulkeleri ziyaret etmek, sonra ardindan Kuala Lumpur'u (Malezya) gorup, karsilastirmalari yapmak, Dunya'da neler oluyor diye bir durup bakmak.. Bunlar benim icin hep yeni fikirler, daha once hic tartmadigim konular, hic tatmadigim sikintili ve karmasik dusunceler..
Sonra "kultur farki" yedigin yemekten, konustugun dilden cok daha oteymis; yattigin kalktigin saate, arkadasini gorunce sarilmana veya birini yanaklarindan opmene kadar dayanan, icine islemis, tersi sana mantiksiz gelse de "mantik aramaya gerek yok bunlar hep aliskanlik" diye kendini teskinledigin bir seymis onu ogrendim.
Kendime dair de bir cok sey ogrendim. Mesela degisiklige alismam icin 2-3 hafta yeterliymis. Ne havanin sicagi, nemi, ne metronun klimasi, ne yemegin tuzsuzlugu, ne pirincin tatsizligi (tamam ona mecburiyetten alistik, eve gidince bi tavuklu pilava muhtacim), ne etrafindakilerin seni unutum Mandarin (eveeet Cince yerine Mandarin demeyi de ogrendim) konusmasi, ne Singlish, ne ingilizce klavye ne bisey...
Bilen bilir, sicaga hic dayanamam, burda alsitim ya, umarim seneye yaza kadar bu bagisikligim gecemz de, bundan sonra sicaktan o kadar rahatsiz olmayan bir insan olarak hayatima devam ederim..
Simdi onumde yaklasik 3 hafta var. Ve 3 hafta sonra 3 ayimin cok buyuk zamanini birlikte gecirdigim ama hayatimda bir daha gormeme olasiligimin yuksek oldugu bir suru insan var. Bunlardan bazilarindan ayrilacagima cok uzuluyorum, "irtibati koparmayalim" moduna 2-3 ay devam etmeye calisacagim ama buyuk ihtimalle "azalarak bit"ecek, farkindayim. Bence "exchange student syndrome" diye teknik terim cikarsinlar.
Simdi kalan son gunlerin tadini iyice cikartma zamani, o yuzden simdi bilgisayari kapatiyorum ve ofisten kizlarla guzel bir Boat Quay aksami gecirmek uzere hazirlanmaya gidiyorum..